Merhabalar,
Dönüşüm süreçlerinin en klasik ve farklı yanıtlara sahip sorusu ile başlayalım mı?
Nereden başlamalıyız?
Aslında sorunun yanıtı çok net. Nereden başlamalıyız? Kendimizden! Kendi davranış biçimini dönüştürmediğimiz bir durumda, bunu organizasyonda bizlere bağlı insanlardan beklemenin oldukça manasız olduğunu peşinen kabul etmek gerekiyor.
Dönüşüm süreçlerinin en zor tarafı, organizasyonun içerisinde farklı kademelerde bulunan insanların gösterdiği direnç olmaktadır. Bu direncin çeşitli sebepleri olabilir. Kısaca bakarsak;
- Mevcut alışkanlıklar
- İş yükünün artacağının düşünülmesi
- Fayda sağlanmayacağının düşünülmesi
- Geçmiş sorunların çözülmesi ile kahramanlık rolünün bir başka tarafa geçeceğine inanılması
- Önceki deneyimlerdeki başarısızlıklar
- ''Bizim sektörde olmaz!'' bakış açısı
Listeyi uzatmak elbette mümkün. Çoğunlukla maddelerin en büyük kesişim kümesi karşımıza ''inançsızlık'' olarak çıkacaktır. Dönüşüm süreçlerinde, sahadan ve oradaki insanlardan beklenen uygulamaların ve davranış biçimlerinin, lider ve yöneticiler tarafından güçlü şekilde uygulanmadığını sıklıkla gözlemliyoruz. Bu durum, doğru rol modellerin oluşamaması sebebiyle, organizasyonun alt kısımlarına doğru güçlü sinyaller veriyor. Bu sinyaller, oldukça negatif maalesef.
''Önce neden muda'ları öğrenmeliyiz?'' sorusuna yanıtlamadan önce muda nedir? ve çeşitleri nelerdir? sorularını yanıtlayalım.
Muda, Japonca israf anlamına gelen bir kelimedir. Ancak o kültürün israf'ı tanımlaması ile bizim kültürümüzdeki israf tanımı arasında ciddi bir uçurum olduğunu söylemek gerekiyor.
İsraf bizim kültürümüzde, çöpe atılan yemek ve ekmekten ibaret!
İsraf bizim kültürümüzde, çöpe atılan yemek ve ekmekten ibaret! Bu konuda bile çok başarılı olmadığımızı söylemek için biraz gözlem yapmak yeterli olacaktır. Yemek yediğiniz bir restoran, iş yerinde yemekhane, tatil yaptığımız otel vs. gözlemlediğimizde neyi kastettiğim gayet net şekilde anlaşılacaktır.
2017 yılı verilerine göre günde yaklaşık 5 milyon ekmek israf ediliyor!
En değer verdiğimiz ve kutsal saydığımız, emeği anlatırken bile örnek verdiğimiz ''Ekmek'' konusunda durumumuz böyleyken, diğer israflarda durumun çok iç açıcı olduğunu zannetmiyorum.
7 Muda'mı? 8 Muda'mı?
- Fazla Üretim Muda'sı
- Bekleme Muda'sı
- Taşıma Muda'sı
- Fazla/Gereksiz İşlem Muda'sı
- Stok Muda'sı
- Hareket Muda'sı
- Tamir Muda'sı
Bizim benimsediğimiz ve mücadele ettiğimiz muda(israf) yaklaşımında, 7 çeşit muda'dan söz ediliyor. Bunların detaylarına, nasıl oluştuklarına ve nasıl ortadan kaldırılabileceğine başka bir bültende değiniriz. Bazı yaklaşımlarda 8. Muda'dan söz edilmektedir. Kişisel olarak ben bunu benimsemiyorum. Kullanılmayan yetenek olarak tanımlanan bu muda'nın varlığı, sistemin geri kalanının zaten oluşmasına engel oluyor. Kullanılmayan yetenek muda'sının oluşmaması, dönüşüm süreci için ön koşul. Bunu da derinlemesine ileri de ele alabiliriz.
''Neden önce muda'ları öğrenmeliyiz?'' sorusuna biraz daha net bir yanıt verecek olursak, insanoğlunun problem çözme ile ilgili bir sorunu olduğunu düşünmüyorum. Ancak problemleri problem olarak görme ve tanımlama konusunda ciddi bir sorunumuz olduğu kesin.
Problemleri problem olarak görme ve tanımlama konusunda ciddi bir sorunumuz olduğunu kesin.
Enteresan şekilde organizasyonlarda, mevcut durum ne kadar ağır ve kötü şartlara sahip olursa olsun, bunun gayet doğal olduğunu düşünen ve bunu değiştirmek için parmağını bile kıpırdatmak istemeyen, her kademeden oldukça yoğun bir taraftar bulmak maalesef mümkün.
Ana amaç olarak eyleme geçmeyi güçlü şekilde desteklemek ile birlikte, bulunduğumuz alanı ''Konforlu'' olarak tanımlayan bir yaklaşımın sorunlu olduğunu düşünüyorum.
Birinin gerçeği söylemesi gerekiyor!
Bulunduğumuz alanlar konforlu değil. Konforlu bir alanda olmadığımızı bizlere anlatacak bazı alametler;
- Yoğunum
- Çok yoğunum
- Sürekli fazla mesai yapıyorum
- İşleri yetiştirmek için çok fazla çaba sarf ediyorum
- Benzer sorunlar ile sürekli uğraşıyorum
- Kronik sorunlarımız var
- Bu zaten hep böyle, yapacak bir şey yok!
Yapacak bir şey yok!
Bir kaçını yazdığım alametler bile aslında bizlere, çok konforlu bir alanda olmadığımızı anlatıyor olması gerekiyor.
Ne yapmalıyız?
Bütün dünya ''Büyük resmi göstermeye çalışıyor.'' bizlere.
Benim önerim ''Burnumuzun ucundan başlayalım.'' Kendi burnunun ucunu, yani etki alanındaki sorunları görüp çözemeyen organizasyonların, büyük resmi görmesinin kendisine beklediği kadar katkı sağlamayacağı yönünde.
Günün Önerileri
- Etki alanındaki muda'ları tespit etmeye çalış.
- Tespit ettiklerini listele.
- PUKÖ yaşam biçimimiz. Listedekileri planla ve uygulamaya başla.
- İsraf'ların sadece üretim süreçlerinde olmadığını içselleştir. Ofis süreçlerinde hangi muda'lar var? Gözlemle..
- Bir arkadaşınla süreçlerinizdeki muda'ları konuşun. Belki de göremediğiniz bir çok yeni israf'ı görmeye başlayacaksınız.
Okumak ve öğrenmek yetmez! Eylemede geçmek gerekiyor.
Ümit Hız