Sağlık Sektöründe Sürdürülebilirlik
Sağlık sektörü sürdürülebilirlik konusunun derinlemesine değerlendirilebileceği alanlardan biri. Doğrudan insan hayatını ilgilendirdiğinden öncelik elbette insan sağlığı olsa da bu sektörde insan sağlığından ödün verilmeden sürdürülebilir hale getirilebilecek çok sayıda ürün, hizmet ve süreç var. Başta çevresel konular olmak üzere sosyal ve ekonomik anlamda sürdürülebilir bir sağlık sektörü inşa etmek mümkün. Bugün baktığımızda nasıl ki moda, kültür, sanat, çevre, finans, askeriye, siyaset, güvenlik; kısacası hayatın her alanında sürdürülebilirlik ortak hedef olabiliyorsa sağlık uygulamaları için de aynı şey geçerli. Sürdürülebilir tedarik, etkin atık yönetimi, altyapı ve planlama, enerji verimliliği, düşük karbon ve su ayak gibi tüm konular sağlık hizmetleri içerisinde kendisine yer bulabilir. Bu konuda başta hükümetler olmak üzere sağlık kuruluşları işletmecileri, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, sektörde yer alan üreticiler, sağlık hizmetlerini alan bizler ve diğer tüm taraflar bu sektörün sürdürülebilir hale gelmesinde etkin rol oynayabilir.
Sağlık sektörü dediğimiz zaman aklınıza tam olarak ne geliyor? Doktorlar, hastaneler, eczaneler ve ilaçlar mı sadece? Bu saydıklarımız kritik derecede önemli olsa da sektör sadece bu unsurlardan ibaret değil elbette.
· İlaçlar ve diğer tıbbi malzemelerin satın alınması, depolanması ve kullanılması gibi süreçler
· Hastalara kaliteli ve güvenli bir hizmet sunabilmek için hastanelerin inşa edilme, devreye alma ve hizmet verme süreçlerinin planlanması ve hayata geçirilmesi
· Sağlık personellerinin (doktor, hemşire, laborant, eczacı, fizyoterapist ve diğer tüm çalışanlar) tamamına kendi alanlarında yetkinlik kazandırılması ve bireysel gelişimlerinin desteklenmesi
· Bir sağlık kuruluşunun ya da uygulamanın çevresel etkilerinin analiz edilmesi
· Sağlık hizmetinin sunulduğu bölgedeki yerel halkların haklarının korunması ve görüşlerinin değerlendirilmesi
· Sağlık sektörünün sürdürülebilir istihdam hedefinin etkin bir parçası haline getirilmesi (Kamu ve özel sağlık kuruluşları hizmet verebilmek için alanında yetkin personelleri işe almak zorunda; işin istihdam boyutu asla gözden kaçırılmamalı)
· Sağlık hizmeti sonrası hastalık önleme ve sağlık iyileştirme gibi hedeflerin konulması
Bu saydıklarımız sağlık sektörünü doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren konulardan sadece birkaçı. Bu nedenle, sürdürülebilir bir sağlık sektörü inşa etmek istiyorsak bunların tamamına ve daha fazlasına odaklanmamız gerek. Sektörün tüm unsurları sürdürülebilirlik özelinde ele alınmalı, yönetilmeli ve sürekli olarak iyileştirilmelidir. Bunların tamamı ayrı birer yazının konusu olabilir. Biz şimdi sağlık sektöründe sürdürülebilirlik denilince ilk olarak akla gelen ve üzerinde en fazla durulması gereken konuları inceleyelim.
Ø Atık Yönetimi
Sağlık kuruluşları, faaliyet alanına bağlı olarak çok çeşitli atıklar üretmektedir. Tek kullanımlık tıbbi malzemeler, hasta odalarında kullanılan ürünler, çeşitli ambalajlar, kontamine olmuş sıvı ve katı maddeler ve daha birçok atık doğru bir şekilde yönetilmediği zaman çevre üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra, birtakım tehlikeli kimyasalların da tıbbi prosesler sonucunda hava, toprak ve su ekosistemine doğrudan ve dolaylı olarak karışma ihtimali mevcuttur. Bu noktada sadece medikal malzemeleri veya ilaçları değil sağlık uygulamaları sonucunda oluşan başta plastik olmak üzere her türlü atığı, atık yönetimi kapsamında ele almak gerekir. Zira, bu atıklar kontrol altına alınmadığı takdirde ortaya çok büyük bir karbon, su ve ekolojik ayak izi çıkacaktır. Sürdürülebilir bir sağlık sistemi ve sektöründen bahsetmek istiyorsak sağlık kuruluşlarının her birinin etkin bir atık yönetim sistemi kurması gerekmektedir. Atık üretme potansiyeli çok yüksek olan bu kuruluşların döngüsel ekonomi araçları ile atık miktarını en aza indirmesi ve uzun vadede sıfır atık politikası benimsemesi sürdürülebilir bir sağlık sektörü için en büyük adım olacaktır.
Ø Enerji Verimliliği
Enerji, her sektörde olduğu gibi sağlık sektörü için de en önemli ve gerekli kaynaklardan biridir. Sağlık kuruluşları; ısıtma, soğutma, havalandırma, iklimlendirme, aydınlatma, sıcak su eldesi, elektronik tıbbi cihazların çalıştırılması, sıcak gıda hazırlama, temizlik / sanitasyon vb gibi amaçlardan ötürü yoğun miktarda enerji kullanmaktadır. Bu enerji, doğrudan doğal gaz veya elektrik cinsinden tüketilmektedir. Ayrıca, jeneratör kullanımı nedeniyle akaryakıt tüketimine de ihtiyaç duyulabilmektedir. Sağlık kuruluşlarının faaliyetlerini kurumsal sürdürülebilirlik çizgisinde yürütmesi ve büyük resimde sürdürülebilir bir sağlık sektörü yaratmak için enerji tüketiminde de verimliliğin esas alınması gerekmektedir. Hastanelerde enerji tüketen tüm makine ve cihazların olabildiğince enerji tasarruflu seçilmesi, enerji ihtiyacının mümkün olduğu kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından (rüzgar, güneş, jeotermal vs) sağlanması, kuruluşun enerji verimliliği ile ilgili somut hedef ve politikalarının olması bu konuda atılabilecek en temel adımlar olmalıdır. Böylelikle kurumsal karbon ayak izinde de zamanla kaydadeğer azalmalar gözlenecektir.
Ø Koruyucu Sağlık Hizmetleri
“Dünyanın en büyük hastanelerinin sizin ülkenizde olması, ülkenizde çok fazla hasta olduğunun göstergesidir.” derdi kıymetli bir hocamız. Büyük hastaneler, gelişmiş tıbbi imkanlar, son teknoloji cihazlar vs elbette ki olmalı. Fakat sağlık ifadesinden anladığımız mutlaka bir hastalığın iyileşme hali olmamalı. Sağlıklı yaşam davranışlarını benimsemek, bu sayede hastalıklara daha az yakalanmak daha iyi bir hedef ve sonuç değil midir? Bu bağlamda, sürdürülebilir sağlık uygulamalarının hayata geçirildiği bir ülkede hasta sayılarının daha düşük olması süpriz bir durum değildir. Bu ülkelerde, koruyucu sağlık kampanyaları, sağlıklı davranış ve seçimlerinin teşvik edilmesi, bu konuda her kesimden insana eğitimler verilmesi, başta gıda olmak üzere insan sağlığını ilgilendiren tüm ihtiyaçların temiz ve sürdürülebilir kaynaklardan sağlanması vs ile hastalıklarla daha ortaya çıkmadan mücadele edilmektedir. Bu sayede sağlık sistemi ve kuruluşları üzerindeki çevresel ve finansal yükler en aza indirilerek daha sürdürülebilir bir sağlık sektörü inşa edilebilir.
Ø Sürdürülebilir Tedarik
Tedarik zinciri süreçleri, tüm sektörler için en önemli araçlardan biridir. Fakat dış mal ve hizmetlerin satın alınması, sağlık sektörünün sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen bir unsur olduğundan mutlaka değerlendirmeye alınmalıdır. Zira, tedarik ağı ve tedarik edilen ürün portföyü oldukça geniştir. Sağlık sektöründe tedarik denilince akla doğrudan ilaçlar, medikal malzemeler, tıbbi cihazlar vs gelmemeli. Hastane odalarında kullanılan mobilya ve yatak örtülerinden tutun da hastane girişlerinde danışman bölümlerinde kullanılan bilgisayarlara kadar her türlü ekipman sağlık sektörünün tedarik zinciri süreçleri kapsamında değerlendirilmelidir. Sağlık kuruluşları, hükümetlerin gözetimi ve teşviki ile kullandığı her türlü malzeme ve donanımın sürdürülebilir malzemelerden imal edilmiş olmasına, sürdürülebilir tedarik zinciri süreçleri (paketleme, depolama, taşıma vs) ile temin edilmesine, mümkün olduğunca geri dönüştürülen kaynaklardan tedarik edilmesine, yaşam döngüsü boyunca düşük karbon emisyon değerlerine sahip olmasına vs mutlaka dikkat etmelidir.
Ø Yapı ve Altyapı
Sağlık sektörünün çevresel anlamda sürdürülebilir olmasını sağlayacak bir diğer alan da sağlık kuruluşlarının ve sistemlerinin tasarım ve inşa süreçleridir. Bir sağlık kuruluşu düşünün ki gelişmiş imkanları ile insanların tedavi olup sağlığına kavuşmasına yardımcı oluyor; kaliteli ve güvenilir bir hizmet veriyor. Fakat öte yandan, daha önce yeşil alan olarak kullanılan bir araziye kurulmuş, sera gazı emisyonı yüksek ve atıkları ile temiz su kaynaklarını kirletiyor. Aynı zamanda, etkin bir enerji tasarrufu politikası yok ve enerjisini doğrudan fosil yakıtlarla elde ediyor. Ne düşünürdünüz? Yani sağlık hizmetleri anlamında kalite standartları çok iyi ama öte yandan çevresel etkileri de çok yüksek. Alanında tecrübeli ve bilgili doktorlar, son teknoloji tıbbi cihazlar, yeterli düzeyde medikal ürün ve sarf malzemeler vs yok ise bunlar bir şekilde temin edilebilir; finansal kaynak yaratılır, devletten teşvik alınır, kredi kullanılır vs. Fakat çevreye verilen zararların ne yazık ki çoğu zaman telafisi yoktur; olsa da bu zararı yok etmek çok uzun yıllar alabilir. Bu nedenle, sürdürülebilir bir sağlık sektörü için ufak bir semt polikliniğinden bir hastane kompleksine kadar her türlü kuruluşun daha altyapı planlama ve inşa aşamasında sürdürülebilirlik ilkeleri esas alınmalıdır.
Ø Dijitalleşme
Son yıllarda gelişen teknoloji sağlık sektörünü de doğrudan etkiledi. Özellikle bilgisayar teknolojisinin gelişmesi sağlık hizmetlerini çok daha güvenli, kolay ve hızlı hale getirdi. Bu sağlamda adı konulsa da konulmasa da yeni bir sağlık uygulamasının başladığını söyleyebiliriz: E-sağlık. Dikkat ettiyseniz artık doktor randevusu alma, test sonucu öğrenme vb gibi işlemlerin birçoğunu hastaneye gitmeye gerek kalmadan yapabiliyoruz. Fakat mevcut teknoloji bundan daha fazla yapılmasına imkan tanıyor aslında. Sadece doğru bir planlama ve yönetim yapılabilsin. Canlı veri paylaşımı ve telekonferans vb gibi araçlar sağlık sektöründe aktif olarak kullanılabilir. Bu sayede zaman, iş gücü, enerji, tıbbi malzeme vb gibi kaynaklardan çok ciddi tasarruf sağlanabilir. Dijitalleşme, sağlık sektöründe sağlık alanları ve sağlayıcıları arasında entegrasyon ve koordinasyonun sağlanması, teşhis doğruluğunun artırılması ve etkili iletişim prosedürlerinin uygulanması gibi kolaylıklar da sunabilir. Tüm bunlar sağlık sektörünün sürdürülebilir hale getirilmesinde aktif rol oynayacaktır.